Kamu harcama usullerine ilişkin ihale işlemleri, ihale sözcüğünün ilk ve en yaygın kullanım alanı devletin kendisine ait kamu kaynağını kullanarak yine kendi sorumluluğunda bulunan bir kamu hizmetini sözleşme kullanarak çeşitli yüklenicilere yaptırmasını ifade etmektedir. Devlet örgütü hizmetin yürütümü konusunda kendi öz kaynaklarını kullanmak yerine sözleşme ilişkisindeki karşı tarafın hizmeti yürütmesini satın almaktadır. Açıklanan bu ölçüt çerçevesinde yürürlükte bulunan kanunlara bakıldığında aşağıdaki düzenlemelerin bu alanın yasal dayanağını oluşturduğu söylenebilir.
Gelir getirici ihale işlemleri ise nakdi kamu kaynaklarında bir artışı ifade etmektedir. Esasında bu türden işlemlerde de bir kamu kaynağı harcaması söz konusu olabilir. Örneğin bir devlet birimi elinde atıl durumda bulunan bir taşıtı satmaya karar verdiğinde bütçesine nakit girişi olmakla birlikte taşınır varlıklardan eksilme olmaktadır. Dolayısıyla elindeki bir kaynağı harcamaktadır. Ancak burada amaç satış işleminden gelir elde etmek olduğu için sınıflandırmanın başlığı bu şekilde belirlenebilir.
Aşağıda gelir getirici ihale işlemlerini düzenleyen kanunlar bulunmaktadır.
Devlet borçlanmasına ilişkin ihale işlemleri, 28/3/2002 tarih ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 6’ncı maddesi ve devamında Hazine’nin iç borçlanma yöntemi olarak senet ve tahvil ihaleleri düzenlenmektedir. Esas olarak burada doğrudan bir kamu hizmeti sunma sorumluluğu veya düzenlenmemesi söz konusu olmamakla birlikte kamu yönetimi ve yatırımların finansmanı için yapılan bir idari işlem düzenlenmektedir.
Özel hukuk kişilerinin ihale işlemleri, ilk üç başlıkta taraflarından birisinin organik anlamda idare olduğu ihale işlemleri sınıflandırılmıştır. Ancak bazı kanunlarda özel hukuk kişilerinin kendi aralarında yaptığı veya devletin cebri icra gücüyle özel hukuk kişileri lehine yaptığı ihale işlemleri düzenlenmektedir. Bu düzenlemelerden ilki Türk Borçlar Kanununun 274’üncü maddesi ve devamında açık arttırma başlıklı özel bir satış türü olarak düzenlenmiştir. İkincisi ise İcra ve İflas Kanununun 114’üncü maddesi ve devamında düzenlenen ihale işlemleridir.
Yukarıda yapılan dörtlü ayrım çerçevesinde kamu ihalesi tamlamasının ilk üç başlıkta idarelerin birer idari işlem olarak tesis ettiği ihale işlemlerine ilişkin tanımlama yaptığı tespit edilebilir. Dolayısıyla bu durum sözlük tanımında olduğu gibi bir kamu idaresinin birden fazla istekliyle hukuki ilişkiye girmesini ifade etmektedir.