Devlet yönetiminin en önemli hedeflerinden bir tanesi modern düzeyde kentleşme ve toprak alanlarından olabildiğince geniş fayda doğuracak biçimde faydalanmaktır. Bu amaçla da kentsel alanların yapılaşması için imar ve parselasyon gibi önemli idari işlemler yapılmaktadır.
Bu işlemler bir yandan daha sağlıklı kent planlaması yapılmasını sağlarken bir yandan da Anayasal olarak teminat altında olan mülkiyet hakkını da doğrudan ilgilendirmektedir. Bu nedenle de planlama yetkisine sahip idareler ile bu işlemin muhatapları arasında hukuki uyuşmazlıklar doğabilmektedir.
Toprak Hukuk, imar işlemleri ve planlama süreçlerinde doğan hukuki uyuşmazlıklar ile süreç yönetimi konusunda müvekkillerine üst düzeyde ve sonuç odaklı hizmetler sunmaktadır.